Nietzsche'nin sanat kavrayışı
trajik bir kavrayıştır. Hem çok eski, hem de geleceğe ait oldukları düşünülmesi
gereken iki ilkeye dayanır. Öncelikle, sanat "yansız bir işlem"in
tersidir: iyileştirmez, yatıştırmaz, yüceltmez, yansızlaştırmaz, arzuyu,
içgüdüyü ya da istenci "askıya almaz". Tersine sanat, "güç
istencinin uyarıcısı", "istencin teşvikçisidir". Bu ilkenin
eleştirel anlamını hemen anlarız: Sanatın bütün tepkisel kavrayışlarını
reddeder. Aristotales trajediyi tıbbi bir arınma ya da ahlaki bir yüceltme
olarak anlarken, ona tepkisel kuvvetlerin çıkarıyla karışan bir çıkar
atfediyordu. Kant, güzeli her tür çıkardan, hatta ahlaki çıkardan bile
ayırırken, giderek yeteneğini kaybeden, sanata yansız bir biçimde bakan bir
izleyicinin tepkilerinin bakış açılarından bakar. Schopenhauer yansızlık
kuramını geliştirirken kişisel bir deneyimi genelleştirdiğini itiraf eder:
Sporun kimileri üzerindeki etkisi gibi, sanatın cinselliğini yatıştırıcı etkide
bulunduğu bir delikanlının deneyimi. Nietzsche'nin sorusu kendini her
zamankinden de fazla dayatıyor: Kim güzele yansız bir biçimde bakar? Sanat her
zaman, giderek daha az sanatçı haline gelen izleyicinin bakış açısından
yargılanır. Nietzsche bir yaratma estetiği, Pygmalion estetiği talep eder. Fakat
tam da bu yeni bakış açısından bakıldığında neden sanat güç istencinin
uyarıcısı olarak belirmektedir? Neden amaca, gerekçeye ya da temsile ihtiyaç
duymayan güç istencinin bir uyarıcıya ihtiyacı vardır? Çünkü o kendisini
yalnızca etkin kuvvetlerle, etkin bir yaşamla ilişki içinde olduğu zaman olumlu
olarak ortaya koyabilir. Olumlama, etkin bir yaşamı kendi koşulu ve eşlikçisi
olarak varsayan bir düşüncenin ürünüdür. Nietzsche'ye göre, bir sanatçının
yaşamının anlamı henüz anlaşılmadı: bu yaşamın, sanat eserinin kendisinde
bulunan olumlamayı uyarmaya yarayan etkinliği, sanatçının sanatçı olarak güç
istenci.
Sanatın ikinci ilkesi şudur: Sanat yanlışın en yüksek gücüdür, "hata olarak dünya"yı ülküleştirir, yalanı kutlar, aldatma istencini üstün bir ideal haline getirir. Bu ikinci ilke bir anlamda birincinin karşılığıdır: Yaşamda etkin olan ancak daha derin bir olumlamayla gerçekleşebilir. Yaşamın etkinliği yanlışın bir gücü gibidir; kandırmak, saklamak, büyülemek, baştan çıkarmak. Ama gerçekleşmesi için, yanlışın bu gücünün seçilmesi, güçlendirilmesi ya da yinelenmesi, daha yüksek bir güce yükseltilmesi gerekir. Yanlışın gücü bir aldatma istencine, çileci idealle rekabet edebilecek ve başarıyla ona karşı koyabilecek tek sanatsal istence taşınmalıdır. Sanat tam olarak yanlışı bu en yüksek olumlu güce yükselten yalanlar üretir; aldatma istencini, kendini yanlışın gücünde olumlayan bir şeye dönüştürür. Görünüm sanatçı için artık bu dünyada gerçeğin olumsuzlanması değil, bu seçim, bu düzeltme, bu yineleme, bu olumlamadır. O zaman belki de hakikat yeni bir anlam kazanır. Hakikat görünümdür. Hakikat gücün gerçekleşmesi, en yüksek güce yükselmedir. Nietzsche'de "biz sanatçılar" = "biz bilgi ya da hakikat arayıcıları" = "biz yeni yaşam imkanının kaşifleri".
Sanatın ikinci ilkesi şudur: Sanat yanlışın en yüksek gücüdür, "hata olarak dünya"yı ülküleştirir, yalanı kutlar, aldatma istencini üstün bir ideal haline getirir. Bu ikinci ilke bir anlamda birincinin karşılığıdır: Yaşamda etkin olan ancak daha derin bir olumlamayla gerçekleşebilir. Yaşamın etkinliği yanlışın bir gücü gibidir; kandırmak, saklamak, büyülemek, baştan çıkarmak. Ama gerçekleşmesi için, yanlışın bu gücünün seçilmesi, güçlendirilmesi ya da yinelenmesi, daha yüksek bir güce yükseltilmesi gerekir. Yanlışın gücü bir aldatma istencine, çileci idealle rekabet edebilecek ve başarıyla ona karşı koyabilecek tek sanatsal istence taşınmalıdır. Sanat tam olarak yanlışı bu en yüksek olumlu güce yükselten yalanlar üretir; aldatma istencini, kendini yanlışın gücünde olumlayan bir şeye dönüştürür. Görünüm sanatçı için artık bu dünyada gerçeğin olumsuzlanması değil, bu seçim, bu düzeltme, bu yineleme, bu olumlamadır. O zaman belki de hakikat yeni bir anlam kazanır. Hakikat görünümdür. Hakikat gücün gerçekleşmesi, en yüksek güce yükselmedir. Nietzsche'de "biz sanatçılar" = "biz bilgi ya da hakikat arayıcıları" = "biz yeni yaşam imkanının kaşifleri".