24 Kasım 2013

max richter


                               
ölümün dingin bir şey olduğunu düşünürdüm, hayatın bu kadar dingin olduğunu öğrenene kadar. kaygının estetize hali, hani kulağımıza kocaman bir deniz kabuğunu dayayıp, okyanusu dinlediğimizi sanırız ya, hayatın karmaşası da böyle bir sanma.insan yaralarına sahip çıkmalı değil mi?  hüznüne ve huzuruna.

karanlık ışık
karanlık bir ışık.

müziğin, eğer müziğin yoksa bu adamın tanrıyla bir ilişkisi bir ilişkisi olmalı. bir sonraki notayı tahmin edecek kadar tanıdık, asla bir araya getirilemeyecek kadar bilinmedik.
odamın loşluğu, tam istediğim kıvama erişmesi için onun notalarından başka her şey fazlalık, artık okuyamıyor olmamın tesellisi (philip glass, olefer arnalds yann ...)
 
çünkü mutsuzum.gece hiç bitmese.