Kendini hedef alan yakınma, ötekini hedef alan yakınmadır ve
kendini öldürmek, bir başkasının katlinin trajik bir maskelenişidir. Tahmin
edilebileceği gibi, böyle bir mantık, katı bir üstbenliği ve kendinin ve
ötekinin idealleştirilmesini ve değersizleştirilmesini (bu hareketlerin tümü
özdeşleşme mekanizmasına dayanır) içeren bir karmaşık diyalektiği varsayar.
Çünkü sevilen-nefret edilen ötekiyle içe alma-içe yansıtma yoluyla
özdeşleşerek, onun zorba ve zorunlu yargıcım haline gelen yüce parçasının yanı
sıra, beni alçaltan ve tasfiye etmeyi arzuladığım iğrenç parçasını da kendi
içime yerleştiririm. Buna bağlı olarak depresyon analizi, yakınmanın ötekine
yönelik bir nefret olduğu ve kuşkusuz bu nefretin de akla getirilmeyen bir
cinsel arzunun taşıyıcı dalgası olduğu gerçeğinin açıklığa kavuşturulmasından
geçer. Aktarımda bu tür bir nefret çıkışının, analist için de riskler taşıdığı
ve depresyon terapisinin (nevrotik olarak adlandırılan depresyon terapisinin
bile) şizoid parçalanmaya yaklaştığı tahmin edilebilir.